DİNDAR NESİL YETİŞTİRMEK İÇİN; ÖRNEK DİNDARLAR OLMALI…
ZEKERİYYA KOCALAN
Allah K. Kerimde efendimiz için; şüphesiz Allah’a ve ahirete iman edenler ve Allah’ı çok
ananlar için güzel örnek olduğu vurgulanır. 1
Başka bir ayette de: “ Şüphesiz sen en yüce bir ahlak
üzerinesin” buyurur. 2
Efendimiz ise “Rabbim beni en güzel ahlakla
ahlaklandırdı, en güzel edeple
edeplendirdi” buyurur.3
Peygamberin ahlakını anlatmasını isteyenlere Hz. Aişe ® validemiz;
“siz Kur’an okumuyor musunuz. O’nun ahlakı Kur’an’dır” buyurdu.4
Allah güzel ahlakı Kur’an’da belirtti. Onun için din hayatın hayatıdır. Hem hayatın
ruhudur. Hem de esasıdır. Dinden uzak hayat, hayat değildir…Dinden uzak hayat ruhunu
kaybetmiş demektir. Ruhsuz demektir.
Peygamber efendimiz Kur’an’ı yaşadı. Rasülüllah güzel ahlakı, en güzel bir şekilde
yaşadı.Ferdi olarak, ailevi ve toplum olarak yaşanması gereken Kur’an
kurallarını en mükemmel bir şekilde yaşadı. Uyguladı.
Sadece anlatmadı, sadece istemedi. İnsanlığın ulaşmaya
çalıştığı, öğrenmeye çalıştığı, ahlakın
en güzel örneğini hayatında yaşayarak gösterdi.
Onun için Rabbim: “ Ancak biz seni alemlere rahmet olarak
gönderdik “ buyurdu. 5
İnsanlık ahlakı ve ahlakın en güzelini O’nda gördü.
Çünkü Kur’an’ın ifadesiyle “ güzel örnek olan, en büyük ahlak
üzerine bulunan, alemlere rahmet olan gönderilen” efendimiz bunu yaşayışıyla gösterdi.
Ahlaksızlığı, vahşeti yaşayan Mekke halkı, Rasülüllah’ta
ki bu güzel ahlaka hayran oldular. Onun için Müslüman oldular. Müslüman
olanlarda bütün yanlışları, eksikleri, günahları Müslüman olurken attılar,
güzel ahlakla kendilerini donattılar. Dünün vahşisi olanlar, bugünün en medeni
insanı oldular.
“Müslüman olmadan önce insan ol “ deniliyor. Müslümanlık
en büyük insanlıktır. İnsan olmak için Müslüman oluyoruz. Din insan olmamız
için vardır. Din insanlığımızı korumamız ve yüceltmemiz için vardır.
“Dindarlar” demek,
dinini yaşayan insanlar demektir.
“Dindar ama “ diyerek dindar dediği kişilerin
yanlışlarını, yolsuzluklarını, ahlaksızlıklarını gösteriyor. “Ben namaz
kılmıyorum ama onun gibi hırsızlık yapmıyorum, başkasının iffetine bakmıyorum”
diyor.
Dindarlık sadece namaz kılan demek değildir. Bazı farzları yapan, bazılarını yapmayan,
bazı günahlardan kaçan, bazılarını yapan insan dindar değildir. Bu yaşam tarzı
dindarlık değildir.
Dindar demek Allah’ın emrettiklerini yapan, yasaklarından
kaçan insan demektir.
Madem İslam ahlaktır. Hem de en güzel ahlaktır. Dindar
nesiller yetiştirmek için, din hayatımızda olmalıdır. Nesiller yaşanan din
görmelidir. Güzel ahlakı görmelidirler.
Yaşanırsa tesiri görülür. Güzelliklere, güzel hayata
yönelirler.
Bu çok önemlidir. Anlatmadan daha önemlidir
Bediüzzaman bunun için; biz İslami ahlakını ve iman
hakikatlarını yaşayışımızla göstersek başka dinlerin mensupları, inananları topluluklar
halinde islamiyete gireceklerini hatta bazı kıtalarında, devletlerin de dine
gireceğini ifade eder.
Onun için dindar yetiştirilmek istenen nesillere, dindar
örnekler olmalıdır.
Evde Müslüman Kur’an ahlakını yaşamalıdır.
Ticaret yapan Müslüman
Kur’an ahlakını yaşamalıdır.
Siyaset yapan Müslüman Kur’an ahlakını yaşamalıdır.
Her yerde Kur’an yaşantısı, Kur’an ahlakı görülmelidir.
Nerde olursa olsun, hangi makamda bulunursa bulunsun,
hangi işi yaparsa yapsın, kimlerle beraber olursa olsun kendisini bağlayan
Kur’an’i kurallara göre hareket etmelidir.
Evde Kur’an ahlakı uygulanmalıdır. Anne-baba dindar
yetiştirmek istediği çocuklarına karşı dindar olmalıdır. Yani aile
büyükleri yalan söylememeli, içki içmemeli, kumar oynzamamalı, gıybet, dedi-kodu
yapmamalı, komşularını, arkadaşlarının hakkına saygılı olmalı. Çocuklar
arasında adaletli davranmalıdır.
Ticaretle uğraşan Müslüman, ticaret hayatında Kur’an’ı
yaşamalıdır. Onun için ticarette aldatmamalı, çalıştırdıklarının hakkını
vermeli, faize bulaşmamalıdır.
İdareci idari işlerinde Kur’an’ı yaşamalıdır. Onun için emri
altındakilere adaletli davranmalıdır. Ayırım yapmamalıdır. Hissiyle,öfkesiyle
hareket etmemelidir. Kişinin kendisine yakınlığına, uzaklığına bakmamalıdır.
Maharetine bakmalıdır.
Dinini yaşamayan ama dini anlatan Müslümanı Rabbim
uyarmıştır .
Allah: “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri
niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında
büyük gazap gerektiren bir iştir.
“6
“Siz Kitab'ı (Tevrat'ı) okuyup durduğunuz hâlde, kendinizi unutup
başkalarına iyiliği mi emrediyorsunuz? (Yaptığınızın çirkinliğini) anlamıyor
musunuz?” buyurarak uyarmıştır. 7
Halkımızın” ele verir talkını, kendi yutar salkımı “
dediği gibi olmamamızı istiyor Rabbim.
Dinini yaşamayıp anlatan Yahudi alimler
K. Kerim’de şöyle anlatılır: “Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel
etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın
âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu
hidayete erdirmez.” 8
Kur’an’a uymayan müminlerde böyle değil
midir ?
1-Ahzab Suresi;21
2-Kalem Suresi;4 3-Süyûtî,
Câmiu’s-Sağîr, I,12 4- Müslim,
Salâtü’l-müsâfirîn, 139. 5-Enbiya Suresi; 107 6-Saff Suresi;2,3 7-Bakara Suresi; 44 8-Cuma Suresi;5
Yorumlar
Yorum Gönder