Hz. HATİCE (ra) SEVGİSİ; FİTNE VESİLESİ
ZEKERİYYA KOCALAN
Konuşma buraya kadar yayınlanıyor.. .
Hz. Hatice validemize hakaret etmiş diye, millet infial gösteriyor.
M. İslamoğlu’nun bu konuşmasında Hz. Hatice validemiz için “artık kadın”
demesinden dolayı yine kızılca kıyamet
koptu. Sosyal medyada tam bir kaos ortamı oluştu. Fitne aldı başını gitti.
En olmadık kötü sözler, iftiralar, tahkirler, karalamalar, dinden
çıkarmalar, sövmeler Hz. Hatice ® aşkının, sevgisinin, saygısının gereği
yapıldı.
Millet konuşmanın öncesine, sonrasına bakmadan, konuşmanın maksadını
bilmeden Hz. Hatice validemize “artık kadın” dedi diye söylemedik laf
bırakmadılar.
Bu arada konuşmanın tamamını içeren video yayınlandı. Hemen onu dinledim.
İşin seyri değişti..Ana maksat, konunun ana teması Peygamber efendimizin
evlilikleri şehevi evlilikler değil, şefkat
evlilikleri olmasını içeriyor….
Ama bu arada maksadı aşan, terbiye sınırlarını zorlayan, müminleri
üzen, Hz. Hatice validemize saygısızlık gibi görünen ifade vardı.
Ama bunu söyledi diye, haddini aştı diye, patavatsızlık yaptı diye haramlar işlendi.
Tenkit edenler, Hem Allah’a, Hem Kur’an’a, hem Rasülüllaha karşı
saygısızlık yaptılar. Hz Hatice validemize saygısızlık yaptı diye yapıldı bu
saygısızlıklar.
Allah’ı çizdiği sınırları, Kur’an’da ki kuralları çiğnediler, Rasülüllahın
tarz ve tavrına uymadılar. Bu Allah’a, Rasüle, Kitaba saygısızlıktır.
Allah Musa (asm’a), “ben sizin
en yüce Rabbinizim “ diyen fir’avuna gidin, yumuşak sözle anlatın buyuruyor. Nasıl
tarz ve tavırla anlatacaklarını ortaya koyuyor.
Müslümanlar için iyiliği emir, kötülükten ise uyarma görevi vardır.
Ayetlerde Allah bizden bunu istiyor.
Demek ki Müslümanlar yanlış yapacaklar. İnsan olmanın gereğidir bu. Hz.
Adem babamız ile Havva annemiz şeytana uydukları gibi, her an şeytana, nefse,
şöhrete, korkuya, hırsa ve benzeri saptıracak şeylere uyabiliriz. Ve yanlış
yapabiliriz. Müminlerde yanlışlara karşı uyarmakla görevliler.
Buna göre annemize hakaret kastıyla
değil, meramını daha iyi anlatmak maksadıyla da olsa hürmetsizlik etmesin uyarılmalıydı. Kınanmalıydı. “ Böyle söz söylemen doğru
değildir “ gibi sözler söylenmeliydi.
Yanlış sözün hedef alınması, tenkit edilmesi, üzerinde durulması gerekirken
son derece sakıncalı ve yanlış olarak şahsı hedef alınmıştır.
Tahkir edilmiştir.
Gıybet edilmiştir.
Su-i zan edilmiştir.
Yani haram üstüne haram işlenmiştir.
Müslümanlık böyle mi Allah aşkına.
Kur’an ahlakı bu mu ?
Rasülüllahır tarzı, tavrı böyle mi ?
Kaş yapayım derken göz çıkarılıyor.
“Vur” denilince öldürülüyor.
Okuyanımızın da, yazanımızın da, okumayanımızın da hali bu. Çok kötü görüntü...Çok kötü manzara.
Okuyanımızın da, yazanımızın da, okumayanımızın da hali bu. Çok kötü görüntü...Çok kötü manzara.
Rabbimiz “ Müminler ancak kardeştir” buyuruyor. Ama Müslümanlar sanki
“Müminler ancak birbirine düşmandır” buyurmuş gibi davranıyorlar.
Bunlara sebep hocalar. Müslümanlar arasında daima tartışmaya sebep
olacak tarzda konuşmalarıdır, Birbirlerine saygısız davranmalarıdır. Birbirlerinin aleyhlerine konuşmalarıdır.
Birbirlerini dinden çıkmış, sapık gibi göstermeleridir. Saldırgan bir tutum
sergilemeleridir.
Rabbimiz Fitne katletmekten daha şiddetlidir buyuruyor. Ama hocalar
fitne ateşine odun atıyorlar. Kavga ediyorlar, tartışıyorlar. Saygı yok,
sevgi yok. Düşmanca tavırlar var hep.
Bu konuşmalar, tarzlar, tavırlar
Kur’an’ın güzelliğine perde oluyor.
Halbuki yılarını Kur’an’a vermiş insanlar birbiriyle uyum içinde olmalı,
birbirlerine saygılı olmalı, birbirlerine yardımcı olmalı değil mi ?
Örnek davranış içinde olmalılar değil mi ?
Kur’an’a ömrünü vermiş olanların, bir ömür öğrenmeye ve öğretmeye çalışan insanların anlaşamıyor olmaları, saygısız
tutumları, kavgalı görüntüleri Kur’an’ın güzelliğine perdedir. .
Onların olumsuz tutumları, kavgalı halleri, kitleleri de kavgalı
hale sokuyor. Fitne başını alıp gidiyor. Ve Müslümanlar birbirleriyle kavgalı. Birbirilerini
sevmiyorlar. Nefret ediyorlar. Görüntü
bu.
İslam bu değil. Kuran ahlakı bu değil. Rasülüllahın tarzı, tavrı,
yaşayışı bu değil.
Hocalar kardeşliğin gereğini yerine getirmelidir.
Rabbimiz Müminler ancak kardeştir buyurduktan sonra, “ kardeşlerinizin
arasını islah edin” ilah-i emridir. Kavga gürültüden vazgeçip bu emrin gereğini
yerine getirilmelidirler.
Bunu yapmayanlara, birbirlerinin kuyusunu kazanlara , birbirlerinin
gözden düşürmeye çalışanlara Rabbim “Allah’tan korkun” Allah’tan korkun” buyuruyor,
emrediyor… İlah-i emir derhal yerine
getirilmeli. Sen-ben kavgasından vazgeçilmeli.
Kardeşliğin gereği yerine getirilmelidir.
Bu yapılırsa Rabbim “ merhamet olunursunuz” buyuruyor. Yapılmazsa Allah’ın merhametine nail olunmaz. Merhamet
nail olmanın şartı, arayı düzeltip kardeş olmaktır. Rahmet cemaat üzerinedir.
Kardeş olunmadığı, olunamadığında, bir binanın tuğlaları gibi sırt sırta
verilemediğin de, bir vücudun azaları gibi dayanışma yapılamadığında müthiş zararları vardır.
Hem bu zararlardan kurtulmak, hem de uhuvvete medar olmak için UHUVVET
RİSALESİ okunmalı. Uhuvvet Risalesi,
uhuvveti gerçekleştirme özelliğine sahip Kur’an dersi. Ümmetin bir arada
olmasını, kucaklaşmasını temin edecek ölçüler.
Okumayan, okuduğu halde gereğini yapmayan uhuvvet ayetini ayaklar altına
alıyor demektir. Abarttığımı düşünen varsa buyursun okusun. Varsa eksiğini, yanlışını ortaya koysun. Daha
mükemmel uhuvveti gerçekleştirecek
görüşlerini yazsın. Çünkü ümmet dayanışması mutlaka
gerçekleştirilmelidir. Kem-küm yapılmamalıdır.
Ön yargılara takılmamalıdır. Başka hesaplar içinde olunmamalıdır.
Bunun için önde görünenler, ilim sahibi olanlar, Kur’an’la ömürlerini
geçirenler, sür'atle uhuvveti gerçekleştirmelidirler. Onun görüşü şöyle, böyle
demeden.
Uhuvvet Risalesinde ifade edildiği gibi Allah’ımız bir, Peygamberimiz
bir, kıblemiz bir, kitabımız bir..Bizi birbirimize bağlayan uhut dağı gibi büyük
birlikteliklerimiz. Ayrılık noktalar ise çakıl taşı gibi küçük meseleler. Büyük
birliktelik noktaların görüp, küçücük ayrılık noktaların aşılması gerekir. Ve
gereği yapılması gerekir.
Allah rızası gaye edinenler derhal kendi gibi düşünmeyen, hatta
sürtüşmeye girdiği, hatta onlarca laf ettiği hatta ve hatta düşmanlık yaptığı kardeşini
kucaklamalı. Kucaklamak için hiçbir sebep aramadan, hiç kimseye bir şey
demeden, çat kapı girmeli. Selam vermeli. Çayı demletmeli. Dünya aleme
kardeşliğini göstermeli.
Katılmadığı fikirlerini bir kenarda bırakmalı. Katıldığı ve ortak
olduğu fikirlerini konuşmalı. Önce kardeşliği gerçekleştirmeli.Sevenlerine güzel örnek olmalı.
Topluluklar olarak, cemaatler olarak veya ümmetin bir ferdi olarak,
alim olarak, zahit olarak; ilişkiler, davranışlar, tarzlar, sözler nasıl olmalı? Bunlar
İHLAS RİSALESİ’nde anlatılıyor. Uymamak ihlas zaafıdır. İhlassız amellerden,
ihlassız hizmetlerden,ihlassız gayretlerden,
ihlassız konuşmalardan Rabbim uzaktır. Rabbimin nazarında değersizdir ihlassız
hayat. İHLAS RİSALESİ’ne uymamak ihlassızlıktır sözünü, “ Büyük iddia bu “ diyenler, buyurun
okuyun. Yanlışı, eksiği, fazlalığı varsa söyleyin. .
Yorumlar
Yorum Gönder