SEÇİM ZAFERİ VE SORUMLULUKLAR

                                ZEKERİYYA KOCALAN
Bir seçimi daha geride bıraktık. Memleketimize hayırlı olsun. Sayın Cumhurbaşkanını ve AK partilileri tebrik ederim.
Yeni dönemde geçmişteki  başarılarına başarılar ekleyerek , eksikliklerini tamamlayarak, yanlışlarını düzelterek  başarılı bir yönetim sergilemelerini  temenni ederim.
Şu bilinmelidir ki, AK Parti yöneticileri, yönetilenlerden çok daha ağır bir imtihandadırlar. Her yaptıkları, her söyledikleri  bir olarak yazılmıyor…Binlerce, on binlerce, milyonlarca günah veya sevap olarak yazılıyor.. Çünkü yaptıkları  80 milyon insanı ilgilendiriyor. Yanlış veya doğru söylediklerine milyonlarca insan sahip çıkıyor, taraftar oluyor.  Böylece yaptıkları sevaplar veya  günahlar olarak çoğalıyor.. Milyonlarca sevap veya günah oluyor. Amel defterlerine yazılıyor.
Peygamber efendimiz (asm): “ “İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz. “ buyurur. Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64
Bu durum onların ya a’lay-ı illiyyin yani yüceler yücesi  makamlara çıkmalarına veya iblisleri bile geride bırakacak esfel-i safilin çukurlarına düşmelerine sebep olacaktır....Bu AK Partili yöneticilerin tercihlerine bağlı..
Kazandıkları bir başarıdır..Aynı zamanda Allah’ın takdiridir.Bu takdir hayır mıdır, Allah hayır mı takdir etmiştir? Zaman tefsir edecek, zaman için de AK Partililerin yönetim biçimleri belirleyecektir…
Temennimiz haklarında hayırlı olmasıdır..Dünyada büyük makamlarda bulundukları gibi ahirette de kazançlarına vesile olsun.
Allah yolu göstermiştir. Sonucu da belirtmiştir.. Ebedi bir yolculuk var. Dünya bu yolculuğun çok az bir kısmı. Efendimizin tabiriyle dünya hayatı, yolcunun bir ağacın altında dinlemesi gibidir. Ama yapıp-ettiklerimize göre şekillenecek, tecelli edecek. Yaşantımıza göre belirlenecek yani Cennet veya Cehennemle sonuçlanacak bir yer. İşte bununla ilgili ayeti kerimeler  de Rabbim şöyle buyurdu;
“Kim ahiret kazancını isterse, onun kazancını  artırırız. Kim de Sâdece dünya kazancını  isterse, ona istediğinden veririz; fakat onun ahirette, hiçbir nasibi olmaz.” Şura:20
“Kim bu geçici dünyayı isterse orda ona (evet) dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra da cehennemi ona mekân yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak girer.” İsra-19
“ İnsan için ancak çalıştığı vardır. Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir.  Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir.  Şüphesiz en son varış Rabbinedir. “Necm; 39-42
Üstad  Cumhuriyetin başında Ankara’ya geldiğinde beyanname yayınlar, milletvekillerine dağıtır. O beyannamede idarecileri uyarır. Uyarısının bir yerinde şöyle der:
“Bu âlemde, evliyaullah hükmünde olan gazi ve şühedalara kumandanlık ettiniz!
 Kur'anın evamir-i kat'îsine imtisal etmekle,(Kur’anın kesin emirlerine uymakla)  öteki âlemde de o nuranî güruha refik (o mübarek topluluğa arkadaş ) olmaya çalışmak, âl-î himmetlilerin şe'nidir ( çok gayretli ve fedakarların işidir). Yoksa burada kumandan iken, orada bir neferden istimdad-ı nur etmeğe muztar kalacaksınız. (nur istemeye mecbur kalacaksınız).
 Bu dünyay-ı deniyye, (değersiz dünya)  şan ü şerefiyle öyle bir meta'  (mal ) değil ki, aklı başındaki insanları işba' etsin,(doyursun) tatmin etsin ve maksud-u bizzât (tek, bizzat kendisi gaye ) olsun.” T. Hayat;136
Demek ki, Kur’an’ın emirlerine uyarak, yasaklarından kaçarak ahrette Peygamberlere, şehitlere, sıddıklara yani cennet ehline yoldaş olunur. Onlarla beraber olunur. Yoksa perişan olunur. Dünyada en yüksek makamlarda, en güzel imkanlar içinde iken ahrette per perişan olunur..idare ettiği insanlardan yardım istemek durumunda kalır. Bu da mümkün değil.  Çünkü  orada herkes kendi derdine düşer. Kimse kimseye bakamaz, yardım edemez, elinden tutamaz..Hatta herkes birbirinden kaçar…kimseye görünmek istemez…Hesabını biran evvel vermeye bakar…insan yardım görmek istediği kişilerden de yarım göremez..
Cehennemliklerle cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. “ Haşr Suresi;20
.Bunu başarmanın yolu, kendilerini  hesaba çekmekten geçer.. Üç dönemin hesabını vermeleri gerekir...Allah katında hesap verebilir durumda olmak gerekir. Hesaba hazır olmak gerekir.
Bunun içinde kendilerini,  Allah huzurunda hesaba çekilir gibi hesaba çekmeleri  gerekir. Bunun için hesaba çekenlerden memnun olmaları gerekir. Eksikleri yazanlara minnet duymaları gerekir. Çünkü eksiklerine, yanlışlarına, günahlarına işaret ediyorlar, yanlış diyorlar.
Eleştirilere karşı çıkmak yanlıştır. Dinlenilir,  söylenilenler  yanlışsa, yanlış olduğu anlatılır. Doğruysa yanlıştan vazgeçilir. Ve de teşekkür edilir. “Boynunda akrep var “ diye bağırana kızılmaz, hemen ani refleksle akrep atılır. Teşekkür edilir. Bütün yanlışlar, günahlar, eksiklikler akrep gibidir. Yanlış yapana  vebal.
Bir zaman CHP adalet için yürüdü.. AK parti karşı çıktı. Yanlıştı..Devleti yönetensin..”Adaletsizlik var, hukuk çiğneniyor “ diyenlere karşı çıkılmamalıydı  veya “ hükümeti kötülüyor “ denilmemeliydi…”Gelin kardeşim nerde haksızlık gördünüz…inceleyelim..Güvendiğiniz hakimleri tayin edelim tekrar incelesinler…Haksızlık varsa düzeltelim “ denilmeliydi…şimdi de  denilmelidir. Masum olan insanın içeride kalmasına, hapiste yatmasına engel olunmalıdır. Bu tövbedir, eksiklerden dönmedir. Erdemliliktir..Bütün vatandaşları kucaklamadır…Söven CHP’lilerin bile takdir edeceği bir davranıştır..Kur’an-i bir davranıştır…
Bir cemaatin, bir  topluluğun feryadına acilen kulak verilmedir..Gereken yapılmalıdır..Yanlışlardan derhal dönülmelidir..Suça karışmamış masumlar  derhal serbest bırakılmalıdır. İşlerine geri döndürülmelidir..Şurda burada toplandılar diye, kendilerine göre sohbet ettiler diye suçlu muamelesi yapılmamalıdır,  “terör faaliyetleri yaptı “ diye iftira edilmemelidir. Bu yanlıştan dönülmelidir. Bu yanlışlara tevbe istiğfardır..Bu Hakkın üstün tutulmasıdır. Bu Hakkın rızasına uygun harekettir.
“Biz kimseyi dinlemeyiz, kimseye kulak asmayız, itirazlar vız gelir, tırs gider” denilirse, o zaman siz sadece dünyayı isteyenlerdensiniz demektir.  Ahiretten nasibiniz yok demektir. Perişan olacaksınız demektir.
 “Hayır biz ezecez, yok edecez, dünyayı dar edecez “ zihniyeti devam ederse, icraatı devam ederse, Allah demek ki yanlışlarınıza devam etmenize  izin verdi demektir. O zaman bu zafer,  zafer değildir..Bu zafer kazananların kaybetmesidir..Ahirette hüsrana uğraması  demektir. Allah muhafaza etsin. Allah doğruları yapmayı nasip etsin…
Devlet inatla, hırsla, öfkeyle, intikamla yönetilmez. Adaletle yönetilir. Hisler karışmadan yönetilir. Suriye meselesinde de yanlışlar yapıldı. Esad aynı Esattı. Çok samimi dosttu..Aile dostuydu..Karışıklıkta ilk bırakan oldunuz.. Halbuki yardımcı olmalıydınız…Yanında olmalıydınız. Yardımcı olsaydınız bu kadar zulüm işlemesine engel olurdunuz. Suriye halkı bu kadar per perişan olmazdı. Yerini yurdunu terk etmezdi. Binlerce insan ölmezdi. Türkiye’de sıkıntıya girmezdi.
Peygamber efendimizin Enes (r.a.)den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:"Din kardeşin zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım et." Bir adam:-Ya Resulallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zalimse ona nasıl yardım edeyim, söyler misin? dedi. Peygamberimiz: "Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir" buyurdu.  (Buhari, Mezalim 4)
Devlet memur alımında da yanlışlar yapıldı.  Daha önce aldıkları puanlara göre yerleştirilirdi.  Mülâkat çıkarıldı... Herkes biliyor ki,  bu hiç iyi niyetli  bir uygulama değildi. Kul hakkı yendi. Feryatlar yükseldi. Bunun düzeltilmesi gerekir.  Kim hak ediyorsa, o işe alınmalıdır.
Ya Allah Ya Rahman Ya Rahim
Ya Ferd Ya Hayy Ya Kayyum
Ya Hakem Ya Adl Ya Kuddus
Ya Rabbî ve ya Rabb-es Semavatı Ve-l Aradîn! Ya Hâlıkî ve Ya Hâlık-ı Külli Şey!
 Gökleri yıldızlarıyla, zemini müştemilatıyla ve bütün mahlûkatı bütün keyfiyatıyla teshir eden kudretinin ve iradetinin ve hikmetinin ve hâkimiyetinin ve rahmetinin hakkı için, nefsimizi bize müsahhar eyle! Ve matlubumuzu bize müsahhar kıl! Ak Parti hükümetini imana ve Kur’ana hizmetkar eyle
Hazret-i Musa Aleyhisselâm'a denizi ve Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm'a ateşi ve Hazret-i Davud Aleyhisselâm'a dağı, demiri ve Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm'a cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'a Şems ve Kamer'i teshir ettiğin gibi, yeni kurulacak hükümeti İmana ve Kur’an’a hizmette musahhar eyle. Amin

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR RESİM VE YORUMLAR

İMAM-HATİP LİSELERİ IŞİDÇİ Mİ YETİŞTİRİYOR

15 TEMMUZ GECESİNİN KAHRAMANLARI