SEÇİM ZAFERİ VE SORUMLULUKLAR
Bir seçimi daha geride bıraktık. Memleketimize
hayırlı olsun. Sayın Cumhurbaşkanını ve AK partilileri tebrik ederim.
Yeni dönemde geçmişteki başarılarına başarılar ekleyerek , eksikliklerini
tamamlayarak, yanlışlarını düzelterek başarılı
bir yönetim sergilemelerini temenni
ederim.
Şu bilinmelidir ki, AK Parti yöneticileri,
yönetilenlerden çok daha ağır bir imtihandadırlar. Her yaptıkları, her
söyledikleri bir olarak
yazılmıyor…Binlerce, on binlerce, milyonlarca günah veya sevap olarak
yazılıyor.. Çünkü yaptıkları 80 milyon
insanı ilgilendiriyor. Yanlış veya doğru söylediklerine milyonlarca insan sahip
çıkıyor, taraftar oluyor. Böylece yaptıkları
sevaplar veya günahlar olarak çoğalıyor..
Milyonlarca sevap veya günah oluyor. Amel defterlerine yazılıyor.
Peygamber efendimiz (asm): “ “İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye,
bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir.
Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir
çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin
günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey
noksanlaşmaz. “ buyurur. Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64
Bu durum onların ya a’lay-ı illiyyin yani
yüceler yücesi makamlara çıkmalarına
veya iblisleri bile geride bırakacak esfel-i safilin çukurlarına düşmelerine sebep
olacaktır....Bu AK Partili yöneticilerin tercihlerine bağlı..
Kazandıkları bir başarıdır..Aynı zamanda Allah’ın
takdiridir.Bu takdir hayır mıdır, Allah hayır mı takdir etmiştir? Zaman tefsir
edecek, zaman için de AK Partililerin yönetim biçimleri belirleyecektir…
Temennimiz haklarında hayırlı
olmasıdır..Dünyada büyük makamlarda bulundukları gibi ahirette de kazançlarına
vesile olsun.
Allah yolu göstermiştir. Sonucu da
belirtmiştir.. Ebedi bir yolculuk var. Dünya bu yolculuğun çok az bir kısmı. Efendimizin
tabiriyle dünya hayatı, yolcunun bir ağacın altında dinlemesi gibidir. Ama yapıp-ettiklerimize
göre şekillenecek, tecelli edecek. Yaşantımıza göre belirlenecek yani Cennet
veya Cehennemle sonuçlanacak bir yer. İşte bununla ilgili ayeti kerimeler de Rabbim şöyle buyurdu;
“Kim ahiret kazancını isterse, onun
kazancını artırırız. Kim de Sâdece dünya
kazancını isterse, ona istediğinden
veririz; fakat onun ahirette, hiçbir nasibi olmaz.” Şura:20
“Kim bu geçici dünyayı isterse orda ona (evet)
dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra da cehennemi ona
mekân yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak
girer.” İsra-19
“ İnsan için ancak çalıştığı vardır. Şüphesiz
onun çalışması ileride görülecektir. Sonra çalışmasının karşılığı kendisine
tastamam verilecektir. Şüphesiz en son
varış Rabbinedir. “Necm; 39-42
Üstad Cumhuriyetin başında Ankara’ya geldiğinde
beyanname yayınlar, milletvekillerine dağıtır. O beyannamede idarecileri
uyarır. Uyarısının bir yerinde şöyle der:
“Bu âlemde,
evliyaullah hükmünde olan gazi ve şühedalara kumandanlık ettiniz!
Kur'anın evamir-i kat'îsine imtisal etmekle,(Kur’anın
kesin emirlerine uymakla) öteki âlemde
de o nuranî güruha refik (o mübarek topluluğa arkadaş ) olmaya çalışmak, âl-î himmetlilerin
şe'nidir ( çok gayretli ve fedakarların işidir). Yoksa burada kumandan iken,
orada bir neferden istimdad-ı nur etmeğe muztar kalacaksınız. (nur istemeye
mecbur kalacaksınız).
Bu dünyay-ı deniyye, (değersiz dünya) şan ü şerefiyle öyle bir meta' (mal ) değil ki, aklı başındaki insanları
işba' etsin,(doyursun) tatmin etsin ve maksud-u bizzât (tek, bizzat kendisi
gaye ) olsun.” T. Hayat;136
Demek ki, Kur’an’ın
emirlerine uyarak, yasaklarından kaçarak ahrette Peygamberlere, şehitlere,
sıddıklara yani cennet ehline yoldaş olunur. Onlarla beraber olunur. Yoksa perişan
olunur. Dünyada en yüksek makamlarda, en güzel imkanlar içinde iken ahrette per
perişan olunur..idare ettiği insanlardan yardım istemek durumunda kalır. Bu da
mümkün değil. Çünkü orada herkes kendi derdine düşer. Kimse
kimseye bakamaz, yardım edemez, elinden tutamaz..Hatta herkes birbirinden
kaçar…kimseye görünmek istemez…Hesabını biran evvel vermeye bakar…insan yardım
görmek istediği kişilerden de yarım göremez..
“Cehennemliklerle
cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. “
Haşr Suresi;20
.Bunu başarmanın yolu, kendilerini hesaba çekmekten geçer.. Üç dönemin hesabını
vermeleri gerekir...Allah katında hesap verebilir durumda olmak gerekir. Hesaba
hazır olmak gerekir.
Bunun içinde
kendilerini, Allah huzurunda hesaba
çekilir gibi hesaba çekmeleri gerekir. Bunun
için hesaba çekenlerden memnun olmaları gerekir. Eksikleri yazanlara minnet
duymaları gerekir. Çünkü eksiklerine, yanlışlarına, günahlarına işaret
ediyorlar, yanlış diyorlar.
Eleştirilere
karşı çıkmak yanlıştır. Dinlenilir, söylenilenler yanlışsa, yanlış olduğu anlatılır. Doğruysa
yanlıştan vazgeçilir. Ve de teşekkür edilir. “Boynunda akrep var “ diye bağırana
kızılmaz, hemen ani refleksle akrep atılır. Teşekkür edilir. Bütün yanlışlar,
günahlar, eksiklikler akrep gibidir. Yanlış yapana vebal.
Bir zaman CHP adalet için yürüdü.. AK parti
karşı çıktı. Yanlıştı..Devleti yönetensin..”Adaletsizlik var, hukuk çiğneniyor “
diyenlere karşı çıkılmamalıydı veya “
hükümeti kötülüyor “ denilmemeliydi…”Gelin kardeşim nerde haksızlık
gördünüz…inceleyelim..Güvendiğiniz hakimleri tayin edelim tekrar
incelesinler…Haksızlık varsa düzeltelim “ denilmeliydi…şimdi de denilmelidir. Masum olan insanın içeride
kalmasına, hapiste yatmasına engel olunmalıdır. Bu tövbedir, eksiklerden dönmedir.
Erdemliliktir..Bütün vatandaşları kucaklamadır…Söven CHP’lilerin bile takdir
edeceği bir davranıştır..Kur’an-i bir davranıştır…
Bir cemaatin, bir topluluğun feryadına acilen kulak
verilmedir..Gereken yapılmalıdır..Yanlışlardan derhal dönülmelidir..Suça
karışmamış masumlar derhal serbest
bırakılmalıdır. İşlerine geri döndürülmelidir..Şurda burada toplandılar diye,
kendilerine göre sohbet ettiler diye suçlu muamelesi yapılmamalıdır, “terör faaliyetleri yaptı “ diye iftira
edilmemelidir. Bu yanlıştan dönülmelidir. Bu yanlışlara tevbe istiğfardır..Bu
Hakkın üstün tutulmasıdır. Bu Hakkın rızasına uygun harekettir.
“Biz kimseyi dinlemeyiz, kimseye kulak asmayız,
itirazlar vız gelir, tırs gider” denilirse, o zaman siz sadece dünyayı isteyenlerdensiniz
demektir. Ahiretten nasibiniz yok
demektir. Perişan olacaksınız demektir.
“Hayır
biz ezecez, yok edecez, dünyayı dar edecez “ zihniyeti devam ederse, icraatı
devam ederse, Allah demek ki yanlışlarınıza devam etmenize izin verdi demektir. O zaman bu zafer, zafer değildir..Bu zafer kazananların
kaybetmesidir..Ahirette hüsrana uğraması demektir. Allah muhafaza etsin. Allah
doğruları yapmayı nasip etsin…
Devlet inatla, hırsla, öfkeyle, intikamla
yönetilmez. Adaletle yönetilir. Hisler karışmadan yönetilir. Suriye meselesinde
de yanlışlar yapıldı. Esad aynı Esattı. Çok samimi dosttu..Aile dostuydu..Karışıklıkta
ilk bırakan oldunuz.. Halbuki yardımcı olmalıydınız…Yanında olmalıydınız. Yardımcı
olsaydınız bu kadar zulüm işlemesine engel olurdunuz. Suriye halkı bu kadar per
perişan olmazdı. Yerini yurdunu terk etmezdi. Binlerce insan ölmezdi. Türkiye’de
sıkıntıya girmezdi.
Peygamber efendimizin Enes (r.a.)den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber
şöyle buyurdu:"Din kardeşin zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım
et." Bir adam:-Ya Resulallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama
zalimse ona nasıl yardım edeyim, söyler misin? dedi. Peygamberimiz: "Onu
zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım
etmektir" buyurdu. (Buhari,
Mezalim 4)
Devlet memur alımında da yanlışlar yapıldı. Daha önce aldıkları puanlara göre yerleştirilirdi. Mülâkat çıkarıldı... Herkes biliyor ki, bu hiç iyi niyetli bir uygulama değildi. Kul hakkı yendi. Feryatlar
yükseldi. Bunun düzeltilmesi gerekir.
Kim hak ediyorsa, o işe alınmalıdır.
Ya Allah Ya Rahman Ya Rahim
Ya Ferd Ya Hayy Ya Kayyum
Ya Hakem Ya Adl Ya Kuddus
Ya Rabbî ve ya Rabb-es Semavatı Ve-l Aradîn! Ya
Hâlıkî ve Ya Hâlık-ı Külli Şey!
Gökleri
yıldızlarıyla, zemini müştemilatıyla ve bütün mahlûkatı bütün keyfiyatıyla
teshir eden kudretinin ve iradetinin ve hikmetinin ve hâkimiyetinin ve
rahmetinin hakkı için, nefsimizi bize müsahhar eyle! Ve matlubumuzu bize
müsahhar kıl! Ak Parti hükümetini imana ve Kur’ana hizmetkar eyle
Hazret-i Musa Aleyhisselâm'a denizi ve Hazret-i
İbrahim Aleyhisselâm'a ateşi ve Hazret-i Davud Aleyhisselâm'a dağı, demiri ve
Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm'a cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed
Aleyhissalâtü Vesselâm'a Şems ve Kamer'i teshir ettiğin gibi, yeni kurulacak
hükümeti İmana ve Kur’an’a hizmette musahhar eyle. Amin
Yorumlar
Yorum Gönder