EVET, HAYIR BÖLÜCÜLÜĞÜ
Kur’an bize şeytandan Allah’a sığınmamızı ister. Çünkü şeytan bizi yoldan çıkarandır. Şeytan Rabbimize karşı isyan ettirendir. Şeytan Hakkı batıl, batıl hak gösterir.
Onun için
Şeytana uymamalıyız. Onun işin şeytandan uzak durmalıyız. Onun için şeytana
karşı daima uyanık olmalıyız. Tuzaklarına düşmemeliyiz.
Üstadım
kendi tarafında ki şeytan gibi birini melek gösteren, karşı taraftaki melek
gibi bir insanı şeytan gibi göstermeye çalışan siyasetten Allah’a
sığınmıştır. Siyasetin bu tarzından
dolayı siyasetten uzaklaşmıştır. Onun
için “ Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım” demiştir.
Nur Talebelerinin
de aynı hatalara düştükleri görülmekte. Kendileri gibi R. Nur’u okuyan, hayatlarının gayesi edinen kardeşlerine menfi tavırlar
takınıyorlar.
Böyle
siyasetten bende üstadım gibi Allah’a sığınıyorum.
Daha geniş
dairede daha vahim ve kötü durumlar yaşanıyor. Her iki tarafta kendi tarafını
melek gibi, vatan sever, memleket
aşığı, karşı tarafı ise her türlü
kötülüklerin temsilcisi gibi gösterme çabasında. Her türlü söz mübah
görülmekte, iftiralar edilmekte, gıybetler işlenmekte. İnsanlar, topluluklar
tahkir edilmektedir.
Bu gün 55
milyon seçmen var. Evet ve hayır oyları
da 20 milyonun üstünde olduğu kesin.
Yani milyonlarca insanımız evet ve hayır kullanıyor.
İki kitlede
Havz-ı kebir gibi. Büyük havuz. Büyük havuzun rengi, kokusu, tadı bozulmadıkça
içine düşen pislik kirletmez. Şer’an temizdir. Temiz değil diyenler şeriata
aykırı davranıyorlar.
Hele İslami
şuura sahip olduğunu düşünen Müslümanların kullanması vahim.
Ümmet
şuuruna sahip olduğunu iddia edenlerin kullanması çok kötü.
Bir vücudun
azaları gibi olması gereken Müminleri hastalıklı vücut , hastalıklı toplum,
dağınık toplum haline getiriyorlar.
Üstadım“Sakın, sakın, dünya cereyanları, hususan siyaset
cereyanları ve bilhassa harice
bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın.”diye N. Talebelerini
uyarır.
Nur Talebelerine söyler ama bütün
Müslüman kardeşlerimizin uyması gereken Kuran’ın kuralı.
Müminler kardeştir. Yani iman esaslarına
inananlar kardeştir.
55 milyon insan mümindir. Müslümandır.
Öyleyse kardeştir.
Çünkü müminler kardeştir.
İster hayır desin, ister evet.
Milyonlarca “evet “ ve milyonlarca “hayır” diyenler müminlerdir.
İster değişen anayasa maddelerini
okumuş, beğenmişte evet desin.
İster okumuş ama beğenmemişte hayır
desin.
İster anayasa maddelerini değiştirmek
isteyen partilere sevgisinden evet desin.
İster anayasa maddelerinin değişmesini
istemeyen partilere sevgisinden hayır desin.
Yüz çeşit sebep olabilir evet ve hayır
için.
Bu iman kardeşliğinin önüne geçmemesi
gerekmez mi ?
Bu kardeşlik hukuku içerisinde olması
lazım değil mi?
Müslümanım dediği halde, İslami yaşama
azmi ve gayreti içerisinde olduğu halde, bu kardeşliği bozmak, birliği
beraberliğin içine fitne sokmak vebaldir. Bu vebalin hesabı ağırdır. Kul
hakkıdır bu.
İster evet için olsun, ister hayır için
toplumu kutuplaştıran yazılar, söylemler, duruşlar, sosyal medyada ki sohbetler
vebaldir, günahtır. Müminler bunlardan kaçınmalıdır.
Çünkü bütün ameller karşısına çıkacak. Hakkı çiğnenenler,
şahsiyeti rencide edilenler, iftiraya uğrayanlar, gıybeti, dedi-kodusu
yapılanlar haklarını bir bir alacaklar.
Ayrılığa çanak tutanlar, toplumu
bölenler, sevgiyi-saygıyı dinamitleyenler, iddiasını haramla savunanlar ahirette
savunmasında:
“Allah’ım ben senin için haram işledim.”
“Allah’ım ben senin için toplumu hor
gördüm, hakir gördüm, böldüm, kamplara ayırdım, insanlara iftira ettim mi”
Yoksa “ yalan, dolan, iftira, dedi-kodu,
küçük düşürmek siyasetin kuralıydı “ mı diyecek. Ne diyecek.
Müminler kardeştir ayeti, her mümine
muhabbet etmemizi, sevmemizi, kucaklamamızı emrediyor.
Hataları günahları için dua edilir .
Sakın sakın dünya cerayanları …. Sizi
tefrikaya atmasın diyen üstad nebevi ölçüyü hatırlatıyor.
“Evet” hatırına dost olmamalı. “Hayır”
hatırına birbirini sevmemeli. Veya “evet “ hatırına “hayır” diyen kardeşine
düşman olmamalı, kötü söz söylememeli. Veya “ evet” diyen kardeşine aynı
şekilde olmamalı.
Birbirlerini i Allah için sevmeli. Yani
mümin oldukları için, Müslüman oldukları için sevmeli.
Buğz da, öfkede Allah için olmalı. “Evet”
için ve “Hayır” için olmamalı. Kişi
hatırı için, cemaat hatırı için olmamalı. Kabile hatırı için olmamalı. Irk için
asla olmamalı.
Onun için “Müminim, müslümanım” diyen herkesi sevmeli Müslüman.
Üstadım; “Rahmani bir ölçüyü bırakıp
şeytani bir ölçüye sarılmayınız.” Der. Yani Allah için sevme yerine “siyaseten
senin gibi düşündüğü için sevme “ “siyaseten senin gibi düşünmediği için buğz etme
“ olmamalı. Bu şeytânî bir ölçü.
Bu günlerde hangisini kullanıyoruz.
Hangisi dünyamızı sarıp-sarmalamış.
Dünyada zafer elde edelim derken, ahiret
hayatımız hüsran olmasın.
Hani çalışıp çabalamak bizden, netice
Allah’tandı. Allah senin düşündüğünü gerçekleştirmek zorunda mı ?
Öyleyse bu hırs neden.
Davanızı anlatın ama harama düşmeden.
Davanızı savunun ama kardeşini ötelemeden. Davanızı haykırın ama
birliği-beraberliği bozmadan.
Hangi taraftan olursa olsun birliği
zedeleyenler, ayrılık tohumları ekenler bu memlekete ve dinimize en büyük
zararı verenlerdir. İsterse cami kürsüsünde vaiz veya Cuma hutbesinde ki imam
olsun. İsterse Kur’an tefsirini bir ömür boyu okuyan, anlatan olsun.
maşallah...
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Sil