SAYIN CUMHURBAŞKANIM BİZDE DE AF ŞART

ZEKERİYYA KOCALAN
Mısır diğer İslam ülkeleri gibi sıkıntılı. Önce kitleler karşı karşıya geldi. Günlerce gösteriler oldu. Yer yer çatışmalar yaşandı. Kan aktı. Yaralananlar, ölenler oldu.. Ülke iki keskin kutuba ayrıldı. Ve Sisi’nin darbe yaparak iktidarı ele geçirmesiyle bitti. Hakkı olmayan iktidarı zorla aldı. . Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı Mursi’yi alaşağı etti ve taraftarlarıyla beraber hapse attı.
Cumhurbaşkanımız haklı. Gösteriler yaptılar diye, gösterilerde önde göründüler, gösterileri organize ettiler diye, gösterilere katıldılar diye insanlar bu kadar mağdur edilmemeliydi. Per perişan edilmemeliydi. Hapishanelere tıkılmamalıydı. Hadi hapishanelere attınız. Ortalık yatıştıktan ve kontrolü sağladıktan sonra af çıkarmalıydılar. Yapmadılar. Daha da fenalaştılar, azdılar, gözlerini intikam bürüdü. Kinlenlendiler.
Bir asırlık tebliğ cemaatini, imana, Kur’ana hizmeti şiar edinmiş ihvan toplumunu terörist toplum ilan ettiler. İhvan üyesi olanları  içeriye aldılar. İdamla yargılıyorlar..Birçoğuna idam kararı verdiler.
Dram yaşanıyor Mısır’da. Yeni sakalı çıkmış, yeni yetme, ömrünün baharında, gencecik bir delikanlı asılmış. Ailesi almış cesedini.  Anne çoçuğunun başında ağıtlar yakıyor. Çırpınıyor. Çaresizlik içinde. Annenin hali yürekleri dağladı. Anne gibi yalnızlığın ve çaresizliğin ve gencecik çocuğun kurban edilişinin, ona zulmedilişin acısını yaşadık. Kahrettik. Beddualar yükseldi arşa. İnşallah Rabbim cevap verirde, perişan edenlerin perişan olduğunu görürüz. Masumları yakmanın nasıl insanı çarptığını görürüz ve seyrederiz de birazcık olsun yüreğimiz ferahlar...Zalimlere de ders olur. Ders olacak şekilde cezalanırlar inşallah.
Bir diğer idam edilecek genç, idam kararı açıklanmış… Annesi hakimlere yalvarıp, yakarıyor. Oda çırpınıyor. Çocuğuma sarılayım diye. Ne yapsın. Kabullenmiş. Elden çıkmak üzere. Merhametsiz ve adalet yok olduğu bir yerde, diktatörlüğün olduğu bir yerde çare tükenmiş. Ümitler bitmiş. Hiç değilse oğluma bir daha sarılayım, son bir defa sarılayım, vedalaşayım diye yalvarıyor. Çaresizlikten, pes ederek izin verdiler. O annenin oğluna sarılışı, ağlayışı perişan etti zerre kadar insanı özellikleri olan insanları. Ama sisi ve adamları Nuh diyor Peygamber demiyor. Katı yürekleri yumuşamıyor.. Merhamete gelmiyor..Vicdanları kurumuş. İnsanlıkları bitmiş, tükenmiş…
Bir genç daha idam kararı verilmiş. Hanımıyla son kez el-ele vedalaşıyorlar. Asaletle, şecaatle, dimdik durarak o hanımına, hanımı ona veda ediyor…
Bunlar gördüğümüz, okuduğumuz, dinlediğimiz olaylar….Gelmeye de devam ediyor…Birde haberi bile yapılamayan, görülmeyen  gençler asıldı. Ne dramlar yaşadılar, ne acılar çektiler. Ne zulümlere maruz kaldılar Allah bilir. Bunların hepsini gencin biri çok güzel özetledi, dile getirdi…”Bize verilen elektrik size verilse hakim bey, sizler Envar Sedat’ı bile biz katlettik  derdiniz,  bize verilen elektrik Mısıra verilse yeterdi….”Düşünün işkencenin boyutunu, ….Allah hepsine rahmet eylesin. Kalanları Rabbim korusun…Çıkış yolu nasip etsin. Kalanların canı yanmasın. Kendisinden başka sığınılacak ve müracaat edilecek kapı olmayan Rabbim korusun.  Daha fazla canlar gitmesin. Daha fazla ocaklar sönmesin. Daha fazla annelerin-babaların, eşlerin, kardeşlerin yüreği yanmasın.
 Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir televizyon kanalında, bunları yapan SİSİ’yi kastederek;
"Ben böyle bir kişiyle asla görüşmem. Her şeyden önce onun bir defa genel afla içerideki bütün bu insanları serbest bırakması lazım. Serbest bırakmadığı sürece biz kalkıp Sisi'yle görüşemeyiz. Görüşenler de tarihte farklı bir şekilde değerlendirilecektir.
Sisi göreve geldiğinden bu yana 42 kişiyi idam ettiler. En son 9 genci idam ettiler. Bu bir defa yenilir yutulur bir lokma değildir.
Mısır halkı bizim canımız ciğerimizdir ama Sisi asla!"
Sayın Cumhurbaşkanı tepkisinde haklı. Yerden göğe haklı. Ama görüşmemesi doğrumudur. Atılan köprüler yeniden kurulsa. Zulme uğrayan insanların nefes almasını sağlayabilir mi, söylediği affı sağlatabilir mi ? Görüşmesi, görüşmemesinden daha iyi olur mu bilemiyorum ?
Ama bizde de bunun benzeri sıkıntılar yaşanıyor.
17-25 Aralık ve 15 Temmuz gecesi büyük bir tehlike atlattık. Büyük sıkıntılar yaşadık. 250 şehit verdik. Yüzlerce vatan evladı yaralandı. Allah bir daha böyle sıkıntılar ve hainlikler göstermesin.
Bu olaylardan dolayı memleketimizde de binlerce insan işten atıldı..binlerce insan içeri alındı. Genç-ihtiyar, hanım demeden bir topluma mensup herkes alındı..Cemaat mensubiyeti olan herkes derdest edildi…Atılanlar, içeri alınanlar ne suç işlediklerini bilmiyorlar.. 17-25 Aralık ve 15 temmuz suçlularının yanı sıra onlarda suçlu kabul edildi. Bu olaylara karışmamasına rağmen, suç işlememesine rağmen ve  masum olmasına rağmen suçlu sayıldı.
Sisi’ye çağrı yapan Sayın Cumhurbaşkanı kendine de bir çağrı yapması gerekir. Vicdanının sesini dinlemesi gerekir. Kur’anın sesine kulak vermesi gerekir. Peygamberin Mekke’ye girişini örnek alması gerekir.  Haklarında suç delili olmayanları,  suçlu olmayanları Sisi’ye dediği gibi kendileri de ,  genel afla içerideki masum insanları serbest bırakmalı.
Zaten kendisi bile onları tarif ederken böyle demiştir: 
"Biz tüm enerjimizi ve zamanımızı adalet sistemimizin yeniden yapılanmasına ayırmışken, 17-25 Aralık 2013 tarihinde yargı içindeki bir çetenin ki bu çete tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan bir çetedir, emniyet içindeki bir grupla birlikte hükümete ve şahsıma yönelik bir darbe hazırlığı içinde olduğu gerçeğiyle karşılaştık ve aldandık. Niye? Bakıyorsun tabanda ibadet var, ortada ticareti görüyorsun ama tepede, tavanda ihaneti doğrusu tespit edememenin zaafı içinde olduk.”
Demek ki bu toplumun hepsi ihanet içinde değil. Hepsi suçlu seçil.. Büyük çoğunluğunu oluşturan taban cumhurbaşkanının ifadesiyle” tabanı ibadet ortası ticaret..” 
17-25 Aralıkta suç işleyenler oldu. 15 Temmuz gecesi suçlulular var… Devlet bu suçluları tespit etti. Bir çoğunu yakaladı. Hapisteler.. Mahkeme önünde hesap veriyorlar..Birçoğu ceza aldı..
Ama ibadet ve ticaret halinde olanlarda  memur ise işten alındılar, o topluma mensubiyeti var diye hapse atıldılar... Hayatları karartıldı. İşte bu vicdanları yaraladı. Çünkü bunlar yanlıştı. Suç işleyenler yüzünden suçlu kabul edilmeleri kabul edilemezdi.. O topluma mensubiyetinden başka bir suç durumu tespit edilmemiş olanlar serbest bırakılmalı. İşlerine döndürülmelidir. Bu kanayan yaranın kanamasını durduracaktır. Bu toplumu rahatlatacaktır. Hatta AK Parti’yi de rahatlatacaktır. Eminim en fazlada sayın Cumhurbaşkanını rahatlatacaktır.

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR RESİM VE YORUMLAR

İMAM-HATİP LİSELERİ IŞİDÇİ Mİ YETİŞTİRİYOR

15 TEMMUZ GECESİNİN KAHRAMANLARI