Kayıtlar

BARIŞA VE BİRLİĞE İHTİYACIMIZ VAR

  Hepimiz Allah'tan geldik ve Allah'a dönüyoruz. Bakara;156 Hepimiz yaptıklarımızdan sorumluyuz. Kötülük veya iyilik adına en küçük bir amelimiz, yaşantımız, söylemimiz kaybolmayacak hepsini göreceğiz. Zilzal Suresi;7-8. Göklere de çıkıp gitmiş olsa, yerin dibine de girmiş olsa ve yahutta bir kayanın içine de gizlenmiş olsa ameliniz oradan alınıp karşımıza konulacaktır. Allah önümüze koyacaktır ve hesaba çekecektir. Lokman Suresi; 16 F.Gülen’de ve onu eleştirenlerde. Kimsenin hesaptan kurtulma durumu yok. Kimsenin hesaptan kaçma şansı yok. Onun için Müslüman sözünü söylerken hesabını verebileceği sözler söylemelidir. Hesabını veremeyeceği gıybet, iftira, tahkir gibi haram olma ihtimali olan yorumlardan, sözlerden kaçınmalıdır. F.G.  2003’te Ak Partiyi destekledi. Ak Partinin önünde ki mayınları temizledi. Ve güvenini de kazanmıştı.  O kadar ki şimdi arananlar listesinde olan bir savcı “kahraman “ ilan edilmişti, görevini yaptığı için. Ve iki toplum olarak milletin ü

İRAN VE İSLAM ÜLKELERİ

Şahlık yönetiminden, şeriat yönetimine geçeli neredeyse yarım asır oldu. On yıllar geçti. Yeni dönemde, yeni nesiller yetişti. İslâmı esas alan, Kur’an kanunlarını uygulayan bir ülke. Şerîat; adaletttir. Şeriat bütün halkların hakkını korur. Ayırım yapmaz. Şeriata gören yöneten Mollalar da ayırım yapmamalı. Yapamamalı. Allah korkusu engel olmalı. Ama mollalar yapıyor. Şeriâtı uygulamıyor Mollalar. Şerîatın gereğini yapmıyorlar. Ülke içinde adaletli değiller. Mesela ehl-i sünnete baskı yapıyorlar. Şiiliği zorla kabul ettirmeye çalışıyorlar. Mezhepçilik ön planda. Şii mezhebi devletin koruması altında. İslam ülkelerinde de mezhepçiliği yaymaya çalışıyorlar. Bunun için diğer mezhep mensuplarıyla çatışmaya girmekten çekinmediler. Suriye’de, Lübnan da, Yemende Müslüman kanı döktüler. On yıllardır idarede olan mollalar, diğer islam ülkeleriyle ilişkisinde mezhepçiliği, şiiliği esas aldılar. Suriye’de sadece Şiilik hatırına Esedle beraber olup, karşılarındaki sünni Müslüma

AYRILIĞIN ZİLLETİNİ YAŞIYORUZ

Cumhurbaşkanı B.M.’de güzel konuştu. Filistin meselesinde konuşmalarının hepsi güzel. Ama sonuç yok. Filistinliler perperişan oldu. Katliama uğradı. Yerleri, yerle bir oldu. Bu facia Müslümanların gözü önünde gerçekleşti. Ve hiçbir şey yapılmadı. Müslüman ülkeleri toplandılar ve BM’ler temsilcileri gibi açıklama yaptılar ve dağıldılar. İsrail açıklamaya bile kızdı. Tehdit etti. Kimsenin sesi çıkmadı. Ve İsrail katliamını devam ettirdi. Müslümanlar olarak çaresiz, sadece la’netleyerek seyrettik. Ve gözümüzün önünde Gazze bitti. Gazzeliler bitti. Gazzeliler dünyanın en perişan ve acınacak durumuna düştüler. Futbol topu gibi ordan oraya göçe zorlandı. Göç ederken bile, camiye, hastaneye sığınmışken bile, İsrail’in dediğini yapmışken bile üzerlerine bomba yağdırıldı. Katliama uğradılar. Şimdi ise Lübnan aynı akıbetle karşı karşıya. Gazzeyi bitiren zalimler Lübna’na yöneldi. Ve Lübna’nı bombalıyor. Lübnanı yakıp-yıkıyor. Sivil ayırımı yapmaksızın katlediyor. Bunun karşısında güzel